CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı 3 köyün sonlarında değişiklikler yapıldığını, sonların değişmesi ile bu köylerin bir kısmının Trabzon’un Şalpazarı ilçesi sonları içerisine dahil edildiğini gündeme getirdi. Bu hudut değişikliğinin neden yapıldığını araştırdığında Trabzon Büyükşehir Belediye Lider Vekili Atilla Ataman’ın ve AKP Bayan Kolları MKYK Üyesi Suna Kepoğlu Ataman’ın tatil köyü ile karşılaştığını tabir eden Özel, bölgenin ekoturizm bölgesi haline getirilerek buradan istifade edilmek istendiğini, muhtarların da buna isyan ettiğini söyleyerek mevzunun takipçisi olacaklarını açıklamıştı.
İddialar sonrasında Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde basın toplantısı düzenleyen Trabzon Büyükşehir Belediye Lider Yardımcısı Atilla Ataman, Gümüşhane’nin Kırgeriş, Bağlama ve Damlı köylerinin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile mahalleye çevrilerek Trabzon’a bağlanması üzere bir durumun kelam konusu olmadığını, bölgenin şahsına ilişkin tatil köyünün faaliyet alanında ekoturizm bölgesi haline getirileceği tezlerini kabul etmediğini söyledi.
“SADECE KISMİ HUDUT DEĞİŞİKLİĞİ”
Sadece kısmi bir değişiklik kelam konusu olduğunu, hudut değişikliğinin Trabzon lehine olan kısmı için Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin yargıya taşındığını tabir eden Ataman, “Burada yapılan köylerin Trabzon’a bağlanıp, mahalleye dönüşmesi değildir. Kürtün aleyhinde bir hudut düzenlemesi olmuş. Sonuç prestiji ile Cumhurbaşkanı kararnamesi yargıya intikal etmiş. Olayın temelinde 1981 yılında Kenan Cihan’ın Cumhurbaşkanlığı devrinde çıkan bir kararname var. Bahse mevzu yerde ise hudutta bir düzenleme yapılmış, o da İçişleri Bakanımızın Gümüşhane’den gelen talepleri değerlendirmesi yanında yargıya intikal etmiştir. Sorun yalnızca bir kısmi hudut değişikliğidir. Ben dünden bu tarafa Trabzon’a bağlanan üç mahallenin büyükşehir, İçişleri Bakanlığı ve Etraf Bakanlığı’nda kaydını aradım, bulamadım. Trabzon’a bağlanmış üç mahalle yok. Yani Trabzon’un mahalle sayısı hala 708” dedi.
“GÜMÜŞHANE VE TRABZON MUHTARLARINI BULUŞTURDUM”
Konunun hiçbir tarafında olmadığını tabir eden Ataman, yargıya taşınan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ilgili Gümüşhane’deki ve Trabzon’daki muhtarları bir ortaya getirdiğini söyleyerek, “‘Biz kardeşiz, bu sıkıntıyı büyütmeyin’ diyerek pandemi öncesinde toplantı yaptım. İki tarafa da ‘bu sıkıntıyı germeyin, hallederiz, çözeriz’ dedim. Ben bu davada oradaki muhtarların ehlivukufluğuna başvurulan şahısım. Beni şahit olarak yazıyorlar. Nasıl onlarla birlikte hareket etmem. Gerçek ne ise onu söyleyeceğim. Yanlışsız bildiğim yeri söyleyeceğim. Benim yayladaki meskenim Özkürtün sonları içerisinde, Özkürtün ikiye bölünmüş. Belediye liderimizden rica ettim, ‘Biraraya gelelim, şu yaylanın tamamını Özkürtün’e bağlayalım’ dedim. Bu coğrafyada huzurun peşindeyim” açıklamalarında bulundu.
ÖZGÜR ÖZEL İLE TELEFON GÖRÜŞMESİNİ ANLATTI
CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel’le telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini anlatan Ataman, konuşmanın içeriğinden bahsederek açıklamalarını şöyle sürdürdü:
* “20 dakikalık bir görüşmemiz oldu. Doğal olarak bu problemlerle hiçbir alakamız olmadığını, kamu ile hiçbir alışverişimizin olmadığını, yaptığımız işlerde kör kuruş kamu kaynağı kullanmadığımızı, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın da kendisini bu çerçevede bilgilendirmiş olduğunu söyleyerek, neden bize bu iftirayı attığını, neden şahsımı ve Diyarbakır Ak Parti Vilayet Lider Yardımcısı ve Bayan Kolları MKYK üyesi Eşim Suna Kepolu Ataman’ı bu işe kattığını sordum. Uzunca konuşmalardan sonra kendisine eşine ve çocuğuna küfür edildiğini bana anlattı. Ben de bu türlü bir münasebetin bana iftira atması için kâfi bir sebep olmadığını düşündüğümü söyledim.
* Bana ‘Cumhurbaşkanını çok seviyorsun ya onun için ölürüm diyorsun ya, o vakit o muhtarlara söyle ‘biz palavra söyledik’ desin. Ben de bunu düzelteyim’ dedi. Bu cümlelerin kamuoyuna mal olmuş Özgür Özel kimliği ile örtüşmediğini, bugün için, yarın öğleye kadar birebir kürsüden eşimden ve benden özür dilemezse, husus hakkında basın toplantısı yapacağımı söyledim. Tam bu noktada çok daha rezil, çok daha garip bir cümle kurdu.
* Adeta toplumsal medya silahşoru bir ergen edasıyla, ‘Sen basın toplantısı yaparsan ben de yaparım’ diyerek beni bir noktada tehdit etti. Kendisine ‘Siz siyaset yapıyorsunuz. Genç insansınız ben size bir talih ve hak verdim. Bizim erdemimiz kelam konusu bir iftira attınız bunu düzeltmeniz lazım’ dediğim halde kendi hayat öyküsünü benimle paylaştı. Artık buradan söylüyorum; konuşmanın içerisinde ‘Cumhurbaşkanı için ölürüm’ dediğimi tekraren söyledin ya, işte haklı olduğun ve hakikat söylediğin tek bahis bu.
* Ben sayın cumhurbaşkanımızın yanında olmayı, onu sevmeyi bir sabıka olarak değil, bir erdem madalyası olarak görüyorum. Bu noktada Trabzon’daki onurlu, erdemini düşünen CHP’li vatandaşlarımıza istirham ediyorum; sizin isminize konuşan Özgür Özel, insanların erdemiyle oynayan bir müfteridir. Televizyonlarda bunu gördüğünüzde biliniz ki bir yalancı konuşmaya başlıyor.”
“DAVA AÇACAĞIM GELİRİNİ SOKAK KÖPEKLERİ İÇİN HARCAYACAĞIM”
Kendisine iftira atıldığını, bahsi geçen savların hakikat çıkması halinde istifa edeceğini belirten Ataman, Özel’e seslenerek, “Şahsım ve eşimle ilgili sav ettiğin konulardan bir paragraf bir cümle bir satır bir söz bir harf yanlışsız çıkarsa ve bunu ispatlarsan, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanlığından ve Belediye Lider vekilliğinden şahsım ve AK Parti Diyarbakır Vilayet Lider yardımcılarından Eşim Suna Kepolu Ataman derhal istifa edeceğiz. Şayet ispatlayamazsan gereğini hala var olduğunu zannettiğim erdemine havale ediyorum. Sonuç olarak; bu hususta iftira davası açacağımı da belirtmek isterim. Gelirini de sokak köpekleri için harcayacağım” biçiminde konuştu.